Sektöre altın ve gümüş ürün yelpazesi sunan şirketin yeni üretim merkezi, faaliyetleri ve hedeflerine ilişkin detaylar, İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında paylaşıldı.
AMR Yönetim Kurulu Başkanı Sarp Tarhanacı, buradaki konuşmasında, çevreye duyarlı bir üretimi amaçlayan şirketin, Marmara Sanayi Sitesi’ndeki son teknolojiyle yenilenen üretim tesisinin dün itibarıyla faaliyete geçtiğini söyledi.
Tarhanacı, şirketin, üretim süreçlerine yapay zeka teknolojisini dahil etmek için Ar-Ge çalışmalarının ise devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
‘Yeni tesisimiz için yaptığımız toplam yatırım tutarı yıl sonunu kadar 5 milyon doları bulacak. Günlük üretimimiz yıl sonunda 200 kiloya ulaşacak. Ülke ekonomisine yıllık katkımızın ise 60 ton olmasını planlıyoruz. Bu yıl sonu itibarıyla üretimden satışlarımızı 250 milyon dolar seviyesine ulaştırmayı ve Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu listesine girmeyi hedefliyoruz.’
Şirket olarak geçen yıl yetkili altın rafinerisi faaliyet izni almak için başvurduklarını anlatan Tarhanacı, ‘AMR Türkiye’deki 13 yetkili altın rafinerisinden biri. Umuyorum denetleme süreci bittiğinde faaliyet izni alan rafinerilerden biri kuşkusuz yine biz olacağız. Bu faaliyet izni tüm rafineler için olduğu kadar bizim için de önemli. Biz faaliyet izni aldıktan sonra çok hızlı bir şekilde büyümeye odaklanacağız. Ülkemize çok daha fazla katkı sunacağız. Bunun için planlarımız ve yol haritamız hazır.’ ifadelerini kullandı.
Tarhanacı, dünya genelinde merkez bankalarının 3 trilyon doların üzerinde altın rezervine sahip olduğunu ve her yıl üretilen altının yüzde 10’unu talep ettiğini aktararak, ‘Merkez bankaları bir kısmını uluslararası piyasalardan alırken bir kısmını da kendi ülkelerindeki madenlerden çıkarılan altınlardan elde ediyor. Bu altınları alma konusunda merkez bankaları istekli davranıyor. Ancak gelişmekte olan birçok ülkenin madencilikten gelen bu cevheri işleyebilecek altın rafinerisi yok ya da kapasitesi yetersiz. Biz ilk aşamada AMR olarak bu cevher altın varlıklarının işlenerek rezerve dönüştürülmesine yönelik merkez bankalarının tercih ettiği rafineri olmak istiyoruz.’ dedi.
AMR olarak ikinci aşamada ise sikke altın üretimi konusunda merkez bankalarının stratejik ortağı olmayı hedeflediklerine değinen Tarhanacı, ‘Bu konuda merkez bankalarıyla kuracağımız stratejik partnerliklerle uluslararası alanda da iddialı bir sikke üretimine girmeyi planlıyoruz. Bu vesileyle iddiamız dünyada söz sahibi bir rafineri olmak. Bu ciddi bir iddia ve başarılı olması durumunda ülkemize de çok büyük katkılar sunacak bir hedef. Bu hedefe ulaştığımızda Türkiye’nin en çok ihracat yapan rafinerisi de olacağız.’ diye konuştu.
ŞEHİR RAFİNERİCİLİĞİ ODAKLI ÜRETİM
AMR Genel Müdürü Ahmet Yılal da ‘şehir madenciliği’ kavramına dikkati çekerek, bu kavramın cep telefonu ve bilgisayar gibi e-atıkların içerisinde bulunan kıymetli madenlerin ayrıştırılması ve geri kazanılmasını tanımlamak için kullanıldığını anlattı.
Yılal, şirket olarak yaptıkları üretimi ise ‘şehir rafinericiliği’ olarak adlandırarak, ‘Bu söylem, madenlerden çıkan cevher altının değil, tasarruf olarak yastık altında saklanan altının işlenmesi ve geri kazanılmasını içeriyor.’ diye konuştu.
Şirketin faaliyetlerine şehir rafinericiliği odaklı gerçekleştirdiğini vurgulayan Yılal, ‘Yeni üretim tesisimizde de döngüsel ekonominin gelişimine katkı sağlamaya devam ederek şehir rafinericiliğini sürdüreceğiz.’ ifadesini kullandı.
Yılal, dünya genelindeki altınların yarısından fazlasının ziynet eşyası olarak üretildiğini ve yatırım aracı olarak saklandığını belirterek, şöyle devam etti:
‘Madencilikten elde edilecek olan altınlardan daha fazlası yastık altı altın olarak işlenmeyi bekliyor. Şehir rafinericiliği için gün yüzüne çıkmış yeterli maden ve işlenecek hammadde mevcut. Bununla birlikte yeni dönemde madenlerden gelen altınları da işleyeceğiz. Ancak burada çok ciddi kriterlerimiz mevcut. Rafinerimizde uluslararası standartlara sahip, çevreye duyarlı madenleri üretmeye talibiz. Yerinde denetlenmeyen hiçbir madeni rafinerimize sokmayacağız. Sadece çevreye duyarlılığı uluslararası geçerli belgelerle ispatlanmış madenlerle çalışacağız.’